“Kurumsal Yönetim; bir şirketin, hak sahipleri ve kamuoyunun menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde, mali kaynakları ve insan kaynaklarını kendine çekmesini, verimli çalışmasını ve bu sayede de hissedarları için uzun dönemde ekonomik kazanç yaratarak istikrar sağlamasını mümkün kılan kanun, yönetmelik ve gönüllü özel sektör uygulamaları bileşimidir.” (Ira M. Millstein)

Kurumsallaşma ve Kurumsal Yönetim son 20 yılda hayatımıza girmiş şirketlerin başarısını sürdürülebilir kılmayı hedefleyen yaklaşımlardır; ancak maalesef ülkemizde bu yaklaşımları hala benimsememiş ve uygulama konusunda tereddüt eden şirketler bulunmaktadır. Bu yaklaşımı benimsemekte geciken firmaların ekonomik ömürleri ise maalesef çok uzun olmamaktadır.

Kurumsallaşma ve kurumsal yönetimin temel amacı bir kurumun devamlılığı belli kişilerin varlığına bağlı olmayan bir ‘sistem’ oluşturmaktır. Genellikle şirketin kurumsallaşması Kurumsallaşma ve Kurumsal Yönetim olarak iki boyutlu olarak ele alınır. Bu açıdan bu iki kavramın arasındaki farkı açıklamak gerekir.

Kurumsal Yönetim ilkeleri, Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından ulusal hükümetler, ilgili uluslararası kuruluşlar ve özel sektör ile birlikte 1999 yılında hazırlanarak yayımlanan Kurumsal Yönetim İlkeleri bir dizi standart ve yol gösterici prensibi kapsamaktadır. İlkeler bağlayıcı olmamakla birlikte hükümet ve şirketlerin kendi yönetim anlayışlarını gözden geçirmeleri ve belirlenen standartları hayata geçirmeleri konusunda önemli bir rehberdir. OECD’nin tavsiye niteliğinde yayınladığı ilkeler ile şirketlerin sürdürülebilir başarıyı sağlamalarını amaçlamaktadır; kurumsal yönetim kavramının etki alanını halka açık şirketlerin ardından, halka kapalı şirketler, aile şirketleri, kamu işletmeleri, sivil toplum kuruluşları, spor kulüpleri ve son olarak da siyasi partiler de dahil olmak üzere genişletmiştir. Aynı zamanda Ülkelerin kendilerine uygun kodları hazırlamaları önerilmiştir. Ülkemiz G20 Dönem Başkanlığı kapsamında yürütülen çalışmalar sonucunda hazırlanan güncellenmiş G20/OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri, G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları tarafından 04-05 Eylül 2015 tarihlerinde Ankara’da düzenlenen toplantılarda onaylanmıştır.

İyi kurumsal yönetim sisteminde, şirket yöneticilerine şirket ve hissedarlar lehine uygulamalar için gerekli teşvikler sağlanmaktadır. Bunun yanında, şirketlerin tüm faaliyetleri nedeniyle hesap verilebilmelerini teminen etkin denetim yapılmaktadır. Böylece firmaların mevcut kaynakları daha etkin kullanmaları teşvik edilmektedir. Bu nedenle bir ilkeler bütünü olan kurumsal yönetim sistemi; genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu ve icra organları ile diğer paydaşlar arasındaki karşılıklı ve kontrollü ilişkiler yoluyla ekonomik etkinliği artırmanın temel aracı niteliğindedir. Bir bütünlük arz eden karşılıklılık olgusu, şirket hedeflerine ulaşmada, kurumsal yönetimin şirket başarısını etkileyen temel bir özelliğidir.

Kurumsal Yönetim İlkeleri

Adillik: Pay sahiplerine eşit mesafede olma, işlevsel azınlık hakları
Şeffaflık: Kamuoyu ile doğru, açık ve karşılaştırılabilir bilgi paylaşımı
Hesap Verebilirlik: Şirket malvarlıklarının korunması, pay sahiplerinin ve diğer menfaat sahiplerinin haklarının dengelenmesi
Sorumluluk: Şirketlerin hissedarları için değer yaratırken toplumsal değerleri yansıtan kanun ve düzenlemelere uyum gösterecek şekilde faaliyet göstermesi

Kurumsal yönetimde, sözü edilen ilkeler, performans ölçümü ve geliştirilmesi esasına dayalı olarak, birbirleriyle ilişkilendirilmekte ve ilkelere birbirleriyle bir bütünlük oluşturacak şekilde işlerlik kazandırılmaktadır. Yönetim ve denetim kademeleri ile hissedarların yetki ve sorumluluklarına açıklık getirilerek, şirket yönetim sistemine olan güven güçlendirilmekte, yöneticilerin faaliyetleri nedeniyle bireysel olarak hesap vermeleri sağlanmaktadır.

Konu Uzmanları

İlgili İçerikler

Bu Sayfayı Paylaş