Dünyadaki farklı sosyal statüler ve kültürden 3 milyar insanı buluşturan bir platform olma özelliğine sahip kavram “spor” dur. Aynı zamanda fiziksel ve zihinsel güce dayanan bu etkinlik bir pazarlama ürünü olarak da karşımıza çıkmaktadır. Çünkü insanlar spor ekinlikleri sayesinde merak ettiklerini görme şansına sahip olmaktadır.
Spor etkinlikleri arasında özellikle futbol gibi takım oyunları ile atletizm ve salon sporları gibi performansa dayalı türlerin hem izleyici sayısı hem de sağlanan gelirlerin büyüklüğüyle diğer spor etkinliklerine göre ön planda olduğu bilinmektedir. Spor etkinliklerinin hem ekonomik katkısı hem de kamuoyundaki popülerliği göz önünde bulundurulduğunda ülkeler, büyük sportif organizasyonları düzenlemek istemektedirler. Sadece bu faydalardan dolayı değil aynı zamanda ülke turizmine katkıda bulunması nedeniyle bu tür etkinlikleri düzenlemek istemektedirler. Spor ve turizm gibi başlı başına iki ayrı endüstrinin ortak olgular barındırması nedeniyle zamanla iç içe geçmesiyle doğan, kısaca sportif amaçlarla yapılan turizm faaliyetleri olarak belirtilen spor turizmi günümüzde tek başına bir endüstri halini almıştır.
Mega Spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmak ülke ekonomisine katkı sağlaması, deneyimler yaşatması ve uluslararası düzeyde diplomatik iletişimler kurması ve küresel güçler kulübüne dâhil olunması nedeniyle önemlidir. Birçok şehir veya ülkenin turist çekebilmek için önemli spor olaylarına ev sahipliği yapmak istemelerinin nedenleri arasında turistik faaliyetlerin ekonomiyi canlandırması sayılabilir. Uluslararası spor müsabakalarının yapıldığı yerlerin, dünya genelinde tanıtımının yanı sıra yatırımların bölgeye yönlendirilmesi, istihdamın arttırılması, arz kapasitesinin genişletilmesi, gelir düzeyinin yükseltilmesi ve turizm potansiyelinin ortaya çıkarılması ile bölgeler arasındaki gelişim farklılıkları giderme amaçlanmaktadır.
Küreselleşme ile birlikte spor organizasyonları; ekonomik, politik, kültürel ve teknolojik bir araç olarak görülmekte ve küresel ekonominin ayrılmaz parçalarından biri haline gelmektedir. İlk olarak 1930 yılında Uruguay’da düzenlenen ve o dönemki FIFA Başkanı Julies Rimet’in adıyla oynanan Dünya Kupası dört yılda bir yapılmakta olup II. Dünya Savaşı sırasında 2 defa ara verilmiş olup, 21. Organizasyon 2022 yılında Katar’da düzenlenmiştir. Bu bağlamda gelişmiş toplumların ekonomik gelişme düzeyinin spordaki başarıyı etkileyen en önemli faktör olduğu varsayılmaktadır. Yani gelişmiş toplumların hem paralarını hem de zamanlarını spor etkinliklerine daha çok harcayacakları öngörülmektedir.
Etkinlik süresince ve kısa vadede spor etkinliklerinin ev sahibi ülke üzerinde olumlu etkileri olduğunu söylemek mümkündür. Ancak spor etkinlikleri ev sahibi ülkeyi yalnızca etkinlik süresince etkilememekte, etkinlik sonrasında da etkilerini sürdürmektedir. Fakat bu etkinin her zaman olumlu olduğunu söylemek mümkün değildir; aksine etkinlik sonrası süreç ve mevcut durum göz önünde bulundurulmadan tasarlanan spor tesisleri kenti olumsuz yönde etkilemektedir. Sportif faaliyet seyretmek için seyahat edenlerin de dahil edilmesi halinde spor turizmi yaklaşık 180 milyar dolarlık bir büyüklüğe işaret etmektedir. Küresel turizmin yıllık büyüme oranı yüzde 4-5 seviyelerinde seyrederken, spor turizminin yıllık büyüme oranının yaklaşık yüzde 14 olduğu hesaplanmaktadır. Yine uluslararası verilerden yola çıkarak kabul gören ortalamalara göre, spor turisti normal bir turist harcamasının yaklaşık 2 katını gerçekleştiği belirtilmektedir.
Dünyanın en prestijli ve en rekabetçi organizasyonlarından birisi olan Dünya Kupası ev sahibi ülkelere önemli ekonomik etkiler sağlayabilmektedir. Bu açıdan düzenlenen son üç dünya kupasının ev sahibi ülke ekonomilerine etkileri pozitif yönde olmuştur. Örneğin, 2002’de Kore Cumhuriyeti ve Japonya’da düzenlenen Dünya Kupası’nın bu iki ülke ekonomisine katkıları yaklaşık 9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken, 2006’da Almanya’da düzenlenen Dünya Kupası ise 12 milyar dolarlık etkisiyle ev sahibi ülkeye en fazla etkiyi sağlayan organizasyon olmuştur. 2010’da Güney Afrika’da düzenlenen Dünya Kupası’nın ise Güney Afrika ekonomisine etkisi yaklaşık beş milyar dolar düzeyinde kalmıştır. 2014 Dünya Kupası’nın, ev sahibi Brezilya ekonomisine etkisinin ise en az 3 milyar, en yüksek ise 14 milyar dolar düzeyinde olması beklenmektedir.
Her bir Dünya Kupası ev sahibi ülkenin konumu, kültürü gibi özellikleri ve gerçekleştiği zamana bağlı olarak kendine özgü bir karaktere sahiptir ve eşsizdir. Bu kapsamda ev sahibi ülkeler bu tip organizasyonlar ile kendi kültürlerini farklı uluslara aktarma çabası içinde olmaktadır. Özellikle organizasyonların yapıldığı kentlerde yerel halk kendi kültürel ürünlerini tanıtmak, bilinirliğini arttırmak istemektedirler. Bu kültürel unsurlar, yerel ve geleneksel kıyafetler, yerel yiyecekler ve içecekler, yerel müzik, sanat dalları, yaşam biçimi gibi farklılıkları içermektedir. Bu durumu 2022 dünya kupasını kazanan Arjantin takım oyuncusu Messi’nin kupayı kaldırmadan önce Katar Emir’i tarafından ona giydirilen kaftan tarzı olan ürünü örnek gösterebiliriz.
Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde sporun yaygınlaşması ve spor organizasyonlarının düzenlenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu sürecin başarılı yönetilmesi, bu amaca fayda sağlayacak iyi bir stratejinin geliştirilmesi ile mümkündür. Spor etkinliklerini organize etmenin ülke ekonomisine, tanıtımına, ihracatına, yatırımlarına, turizmine, sporuna, gençliğine ve ülkenin imaj ve prestijine ne gibi katkılar getireceğinin bilincinde olan ülkeler bu organizasyonu alabilmek için verdikleri mücadelenin sonucunda yaptıkları dev yatırmaların ev sahipliği sonrasında da getireceği yararların bilincinde yatırımlarını yapmaktadırlar.
Konu Uzmanları
İlgili İçerikler
Eğitim, Eğlence ve Spor, Endüstriyel Ürün, Enerji ve Doğal Kaynaklar, Finansal Hizmetler, Gıda, İçgörüler, İnşaat, İnsan Kaynakları, İş Yönetimi, Kimya, Kurumsal Eğitim, Lojistik, Madencilik, Medya, Otomotiv, Pazarlama ve Satış, Perakende, Sağlık Hizmetleri, Savunma Sanayi, Strateji, Tarım, Teknoloji, Turizm
Dijital Dönüşüm, Eğitim, Eğlence ve Spor, Endüstriyel Ürün, Enerji ve Doğal Kaynaklar, Finans Yönetimi, Finansal Hizmetler, Gıda, Hukuk, İnşaat, İnsan Kaynakları, İş Yönetimi, Kimya, Kurumsal Eğitim, Lojistik, Madencilik, Marka ve Patent, Medya, Otomotiv, Pazarlama ve Satış, Perakende, Risk Yönetimi, Sağlık Hizmetleri, Savunma Sanayi, Strateji, Tarım, Teknoloji, Teknoloji, Teşvik, Turizm, Vergi